Peki alırsak rafine tuz mu, kaya tuzu mu yoksa deniz tuzu mu? Hadi bunlardan birisini seçtik... Pembesi mi, beyazı mı? Hepsinin yanıtı, aşağıda... Show Şeker ve un konusundaki kafa karışıklığı tuzda da var. Orada da herkes farklı şeyler söylüyor. Kimi “kısıtlayalım”, kimi “istedikleri kadar yesinler, karışmayalım” derken, kimi de rafine tuz yerine kaya tuzunu veya deniz tuzunu övüyor. Kaya tuzunu övenlerle, deniz tuzunu övenler arasında da anlaşmazlık var. İki grup da kendi ürününü tavsiye edip öbürünü kötülüyor.
Rafine tuzu rahatlıkla yiyebilirsiniz ama onun yerine deniz tuzunu veya kaya tuzunu tercih etmenizde de (güvenilir markalar olsun) sorun yok. Deniz ve kaya tuzu arasında ise ciddi bir fark yok. Hangisi ucuzsa ve güvenliyse onu satın alın! Kaya tuzunun illa “Himalaya tuzu” olması filan da gerekmiyor. Bizim ülkemizde de bol miktarda kaya tuzu üretiliyor.
Kaya ve deniz tuzunun rafine tuza oranla daha fazla mineral zenginliği içerdiğini, yapısının daha doğal olduğunu bir kez daha hatırlatalım.
Kaya tuzunun da yaklaşık yüzde doksan beşi sodyum klorür, gerisi diğer minerallerdir. Bazı kaya tuzlarının daha pembe olması ise içlerindeki “demir oksit” miktarının fazlalığındandır. Kaya veya deniz tuzunun da fazlası –tıpkı rafine tuz gibi- sağlığımıza zararlıdır. Yani “çoğu zarar, azı karar” tutumu burada da faydalıdır. İki dakikacık spor herkese yeter! Unutmayın! Egzersiz konusu çok mühim. Sadece aktif bir hayat sürmemiz de yetmiyor. Beden makinemizi mutlaka ama mutlaka düzenli egzersizle de desteklememiz lazım. İdeal olanı her gün 45-60 dakika yürümek. İŞTE SON ÖNERİ Ne var ki çoğu kişi bu işi bir türlü yapmıyor, yapamıyor. Böyle olduğu için de biz onlara ikinci bir öneri sunduk: Her gün 30 dakika egzersiz! Orta dereceli bir aktiviteyle saatte beş kilometre hızla her gün 30 dakika yürümeniz de sağlığınız için yeterli olabiliyor.Peki, bu da mı olmadı? Son önerimiz şu: Saat başı yapacağınız 2-5 dakika kısa yürüyüşlere ne dersiniz? Üstelik bu kısa aktiviteleri evinizde değil, çalışıyorsanız ofisinizde de yapmanız mümkün. Çökme kalkmabile işe yararYürüyecek yer mi yok? “Çökme kalkma hareketi”ni de deneyebilirsiniz. Hareket basitçe şu: Dizlerinizi kırıp oturuyormuş gibi çökün ve tekrar dik vaziyete gelecek şekilde ayağa kalkın. Bu işi yaparken her iki elinizi öne doğru uzatın ve göğüs mesafenizde tutun. Günde 4-5 defa 10 tekrarla başlayın, 20 tekrara ulaştığınızda hedefi yakaladığınızı kabul edebilirsiniz. Klinik depresyon nedir? Depresyon, yaygın ve mühim bir sorun. Hafifi, ortası, ağırı, geçicisi, kalıcısı, önemlisi, önemsizi olabiliyor. Yani depresif bozuklukların da farklı dereceleri, geçici, hafif, önemsiz mutsuzluk dönemlerinden, iç acıtan, yürek paralayan, hayata küstüren, bitkin düşüren, can sıkıcı ve sürekli depresyona kadar değişen tipleri olabiliyor. En önemlisi ise “klinik depresyon” olarak bilineni. Bunun da başlıca altı işareti var. bir kenara not edin…
Unutmayın: Depresyonun her türlüsü tedavi edilebiliyor, en azından kontrol altına alınabiliyor. Etkin ve kalıcı tedavi içinse bir ruh hastalıkları hekimi (psikiyatr) ile temasa geçmek yetiyor. Depresyona karşı: BALIK! Balığın her türlüsü sağlığa faydalı ama en çok da soğuk sularda yaşayanı ve yağlı olanı.
Özellikle kışın avlanan hamsi, istavrit ve diğer balıkların omega-3 zenginlikleri bir hayli fazla. Nedeni şu: Omega-3 yağları balık bedenini soğuktan koruyor. Suların soğukluğu arttıkça balığın yağlı bölümündeki omega-3 miktarı artıyor. Yani balıklar omega-3 yağını “antifriz” gibi kullanıyor! Omega-3 yağlarının depresyon riskini azalttığı, hatta hafif depresyonlarda neredeyse tedavi edici faydalar sağladığı ise birçok araştırmayla kanıtlanmış bir bilgi. Özeti şu: Kendinizi yorgun, keyifsiz, isteksiz, enerjisiz, kısacası depresif hissediyorsanız bol yağlı kış balıkları sizi bekliyor. Kolayı sonra yazarım ama cipse neden karşıyım? Bana göre “uzak durulması gereken ürünler” listesinin en başında, cipsler ve kola olmalı.
Doğru söylüyor. Altına ben de imzamı rahatlıkla atarım bu cümlelerin.
Netice şu: Çocuklarınızı cipsten uzak tutun. Okullarda kantinlere cips girmesi yasaklandı. Benzer tedbiri siz de evinizde alın. Size gelince: Çocuklar için sakıncalı olup da büyüklere iyi gelen bir besin var mı? Kaya tuzu ve deniz tuzu aynı mı?Daha doğal ve sağlıklı olduğu öne sürülen kaya ve deniz tuzunun, sofra tuzundan hiçbir farkı olmadığı belirtildi! Deniz tuzu ile kaya tuzunun farkı yokmuş!
Deniz tuzu mu kaya tuzu mu?Deniz tuzu da sofra tuzu da çoğunlukla NaCl (Sodyum Klorür) mineralinden oluşsalar da aralarındaki temel farklar tat, doku ve geçirdikleri üretim işlemleridir. Ülkemizde sadece İzmir Çamaltı Tuzlası ve Balıkesir Ayvalık Tuzlası'nda üretilmekte olan “deniz tuzu” nun kaynağı Ege Denizi'nin saf ve berrak deniz suyudur.
Deniz tuzu ile kaya tuzu arasındaki fark nedir?Endüstriyel adıyla 'halite' olarak da bilinen kaya tuzu, sofra tuzu olarak tüketilen tuzun rafine edilmemiş, mineral bir sodyum klorür formudur. Okyanuslar veya göller gibi geniş tuzlu su birikintilerinin buharlaşması sonucu kaya tuzu madenleri oluşmuştur.
Hangi tuz daha sağlıklı?Doğal Deniz Tuzu
Genellikle sofra tuzundan çok daha az rafine edilir ve hem ince hem de kaba çeşitlerde bulunur. Deniz tuzları daha birçok faydalı mineral içerir ve insan için daha fazla lezzetlidir. Stresti Azaltır:Doğal deniz tuzu,kan basıncını düzenlemek için büyük ölçüde faydalıdır.
|